yachtingyatçılık, kotracılık
yakyak, Tibet sığırı, laklak etmek, havadan sudan konuşmak
yammersızlanmak, yakınmak, durmadan konuşmak, kafa şişirmek
yapacı acı havlamak, zırvalamak, gevezelik etmek, boktan şeylerden konuşmak
yardyarda (0.9144 metre),seren,avlu,hayat,belli bir amaç için ayrılmış kapalı yer
yardageyarda ölçüsüyle uzunluk
yarniplik,hikâye,nağıl,masal,maval,seyahat macerası,seyahat maceraları anlatmak,muhabbet etmek
yawrotadan çıkmak, sağa sola sapmak
yawlyelkenli, gemi sandalı, filika
yeaolumlu oy, kabul oyu, olumlu oy veren kimse, olumlu yanıt
yearlingbir yaşındaki hayvan yavrusu
yearlyher yıl, yılda bir kere
yearngörmek için can atmak, istemek, can atmak, yanıp tutuşmak, çok istemek
yellbağırmak, haykırmak, bağırış, feryat, çığlık, tezahürat
yellowsarı renk, yumurta sarısı, ödlek, korkak
yellowishsarı beniz,sarımtırak,sarımtıl
yellowysarımtırak,sarımsı,sarımtıl
yelpciyaklama, ciyaklamak, ciyak ciyak bağırmak
yenyen, Japon parası, şiddetli istek, tutku, arzu
yethenüz, daha, şu ana kadar, hâlâ, şu anda, şu tapta, şimdi, ama, yine de, aynı zamanda
yieldürün/meyve vermek, (kâr) getirmek, çökmek, bel vermek, eğilmek, kırılmak, ürün, kazanç, gelir
yieldinggevşek, kağşar, süner, zayıf
yodelsesinin perdesini sık sık değiştirerek şarkı söylemek
yokeboyunduruk, bağ, hizmet, kulluk, boyunduruğa koşulmuş çift hayvan, boyunduruğa koşmak, bağlamak, birlikte çalışmak
yokelhödük, maganda, kıro
yonderşuradaki, oradaki, şurada, orada
yousen, siz, seni, sizi, sana, size
younggenç, yeni, taze, körpe, yaş, gençler, gençlik, (hayvan) yavru
youngsterçocuk, delikanlı
yourssenin, sizin, seninki, sizinki
yourselfkendin, kendiniz, kendine, kendini, özün, özünüz, özüne, özünü
youthgenç, gençler, gençlik, genç adam
youthfulgenç, taze, gençlere özgü, gençlere yakışır
yowlulumak, ürümek, miyavlamak